162 s, Türkçe.
Daha önce varlığı bile bilinmeyen Sümerlilerin keşfi ve Sümer dilinin çözümü önceki dönemlerde Asur veya Babil dili olarak adlandırılan ve Sami dil grubu içerisinde bulunan Akadca’nın çözümüyle sağlanmıştır. Akadca’nın çözümlenmesinde M.Ö. birinci bin yılda İran’ın büyük bölümünde hüküm süren Persler ve Medler tarafından konuşulan, Hint-Avrupa dil ailesine ait Eski Persçe anahtar rolü oynamıştır. Pers kökenli Ahameniş hanedanının bazı yöneticileri yazılarını çivi yazısıyla üç dilde yazmayı siyasal bakımdan uygun bulmuşlardır. Kendi dilleri olan Persçe, hâkimiyetleri altına aldıkları Batı İran yerlilerinin konuştuğu eklemeli bir dil olan Elamca, Babil ve Asurluların Sami kökenli dili Akadca’dır. Mısır’da bulunan Rosetta Taşı’nın (Mısır’da bir kale yapımı esnasında Fransızlar tarafından bulunan, Demotik, Hiyeroglif ve Antik Yunanca olarak üç farklı dilde yazılmış taştır) aşağı yukarı bir eşdeğeri niteliğindeki üç dilli çivi yazısı grubu İran’da bulunmuştur. Söz konusu yazıların bulunmasıyla birlikte hayal dahi edilemeyen Sümer konusu gündeme gelmiştir. Araştırmacıların öncelikle peşine düştüğü ve haklarında Grek ve İbrani kaynaklarının bilgi verdiği halk Asurlular olmuştur.