Değerli mimarlık tarihçisi Spiro Kostof bu kitaptaki “Majesteleri Kazma” makalesinde şöyle diyor: “... Geçmişin büyük ya da küçük yapılarının kaybına aldırmamak, anlık ihtiyaçlarımızı ve zevklerimizi aşan bir toplum bilincine sahip olmamak demektir. Bu kaybı hissetmek, kaybetmeye direnmek, kaderimizi yüksek tasarımların eline kendi irademiz yokmuşçasına bıraktığımız zamanları anımsamak ve aynı şeyin bir kez daha olmasına izin vermeyi reddetmek demektir. Öldürmek iyileştirmek değildir. Yıkmak, sevgiyi beslemenin asla akıllıca bir yolu değildir.”
Bu düşünceyi paylaşan mimarlık tarihçileri, herhangi bir sokağın kendine özgü niteliklerinin, bir kentin biçimini oluşturan toplumsal, siyasal, teknik ve sanatsal güçlerin karmaşık bir bileşimi olduğu düşüncesinden de yola çıkarak dokuz ayrı şehrin sokaklarını inceliyor: 19. yüzyıl Atinası’nın yeni bulvarları, antikçağ Roması’nın sokaklarında dolaşan zafer alayları, Cuzco’da İnka ritüellerine sahne olan Hawkaypata meydanı; Rönesans Roması’nda askeri nedenlerle tasarlanan Piazza di Ponte’deki üç çatal oluşturan sokaklar; 19. yüzyıl New Orleansı’nda, kentin geleneksel dinlenme yeri olması gereken suyla çevrili mekâna yapılan set; MÖ 2. yüzyıl Efesi’nin benzersiz topografyasında emperyal bir ortam yaratan ana cadde; İstanbul’da Oryantalist zihniyetle yeniden inşa edilen Soğukçeşme Sokağı; Moskova’da sosyalist gerçekçi düşünceyle yeniden düzenlenen Gorki Sokağı; Trablusgarp’ta Kale Meydanı’nı Mussolini’nin faşist propaganda amacıyla yeniden tasarlatışı... Her makale, kent sürecine ilgi duyanların zevkle okuyacakları birer serüven.
216 s, Türkçe. İnsan ve Toplum Dizisi