Sabine Boehl’in en son işleri her şeyden çok İstanbul’un kendisi üzerinde bıraktığı muazzam etki ışığında yaratıldı. Neredeyse, bu enerjik metropolün tetiklediği ilham patlamasından bahsedebiliriz. Eserler fevkalade bir yoğunluğa sahip ve son derece tesirli. Anın güzelliğini yakalayıp bunu imge ve kelimelere yansıtmaya yönelik huzursuz gayreti tasvir ediyorlar. Serinin başlığı “How Many”, tuval üzerinde sorular şeklinde sabitlenmiş halde bulduğumuz geçici izlenimlere göndermede bulunuyor. Bunlar, artık tuvalin titreşen tek renkliliği üzerindeki yerlerine alan semavi hafifliğin muhteşem şiirsel işaretlemeleri. Kelimeler, adeta yerçekiminin etkisinden kurtulmuşçasına birle- şiyorlar. Serinin ilkelerinden sadece bir örnek seçmek gerekirse: “Kaç Tane Gül Yaprağı Gül Suyuna Dönüşmek İçin Ruhunu Terk Etti?” Bir kareye dayanmış, hareketli bir kırmızı. Kırmızı boncuk rölyefinin özellikle “tamamı” renk alanı resminin öncülerine gösterilen bir saygı işareti olarak da alınabilir. Ardından harfi oluşturan kırılgan boncuk sınırlar ile çevrelenmiş boş alanların okunaklılığı temelde kasıtlı değil. Burada İslami hat sanatının etkisini açık bir şekilde fark edebiliriz. Ancak, hattatın eli haflerden imgeler yaratırken, Sabine Boehl’in işlerindeki harfler imgelere dönüşüyor. Arkeolojik buluntulara kazınmış kelimeler gibi, sahip oldukları katma şiirsel değeri bulmak için bunları harf harf açığa çıkarmamız gerekiyor.
Bu katalog 12 Ocak -12 Şubat 2011 tarihleri arasında Dirimart'ta gerçekleşen Sabine Boehl'in Rendering Infinity başlıklı sergisine istinaden yayınlanmıştır.
120 s, renkli resimler, Türkçe-İngilizce çift dilli.