Klasik Osmanlı Müziği ve Ermeniler - Klasik Osmanlı Müziğinde Ermeni Bestekarlar (2 cilt takım)
ISBN-ISSN:
9786055607449
İki cilt takım, 187 + 252 s, s/b resimler, kutu içinde, Türkçe.
Cilt 1 Klasik Osmanlı Müziği ve Ermeniler
Osmanlı araştırmalarında, imparatorluğun egemenliği altında yaşayan çeşitli grupların sosyokültürel iç dinamikleri, bu dinamiklerin şekillendirdiği özgül kültürel formlar ve bu formların cemaat alanları dışındaki temsiliyet biçimleri son döneme kadar neredeyse hiç ele alınmamıştır. Osmanlı Müziği’nin tarihine ilişkin literatürde de, Müslüman-Türk
dışında aidiyetler taşıyan bestekârlar ve icracıların Osmanlı Müziği alanındaki faaliyetleri, büyük ölçüde, bu müzisyenlerin isimlerinin, hayat hikâyelerinin ve/veya bilinen eserlerinin art arda sıralanmasıyla, ve egemen milliyetçi paradigma doğrultusunda, ‘Rumların, Yahudilerin, Ermenilerin Türk Müziği’ne katkıları’ gibi indirgemeci bir çerçeve içinde ifade edilmiştir.
Bu çalışma, söz konusu çerçevenin görünmez kıldığı bir gerçeklikten yola çıkıyor: Klasik Osmanlı Müziği alanında icracı ya da bestekâr olarak yer almış Ermeni müzisyenlerin neredeyse tamamı dini müzik alanında yetişmiş, ve birçoğu, Osmanlı Müziği icra etmeye başladıktan sonra da Kilise Müziği alanındaki çalışmalarını yoğun olarak sürdürmüştür. 19. yüzyılda Hampartzum Notası’nı yaratanların ve Osmanlı Müziği alanında da faaliyet göstermiş Ermeni kilise mugannilerinin müzikal kimliklerinde somutluk kazanan bu ilişki, çalışmanın odak noktasını oluşturuyor.
Cilt 2 Klasik Osmanlı Müziğinde Ermeni Bestekarlar
“Bu akşam gün batarken gel”, “Kimseye etmem şikâyet ağlarım ben halime”, “Nereden sevdim o zalim kadını”, “Cemalin benziyor aya kara kaşların yaya”... Serkis Efendi’den Bimen Şen’e, Baba Hampartzum’dan Tatyos Efendi’ye...
Cumhuriyet öncesi dönemde yetişmiş ve Klasik Osmanlı Müziği alanında faaliyet gösterip eserler vermiş toplam 67 Ermeni bestekâr hakkında biyografik bilgiler, yapıtlarının listesi ve eserlerinden örnekler bulacaksınız bu kitapta.
Bu mütevazı çalışma elbette eksiksiz ve tamam lanmış bir çalışma olduğu iddiası taşımıyor. Daha çok ileride yapılacak araştırmalar için bir başlangıç ve kaynak teşkil edebilecek rehber çalışma olarak değerlendirilmesi doğru olur. Ancak gene de toplumsal hafızamızı tazelemek, bu topraklardaki kültür hayatına değerli katkılar yapmış, hepimizi zenginleştirmiş bu sanatçılara saygımızı sunmak için iyi bir fırsat veriyor bizlere.