351 s, s/b resimler, Türkçe.
"Efendi Kaptan Kurtar Bizi!", Osmanlı Imparatorluğu nun son kırk yılına (1874-1914) tanıklık eden Mesudiye savaş gemisinin hikâyesidir Bu hikâye, Mesudiye Zırhlısı'nın İngiliz tersanelerinde yaptırılma kararıyla başlamış, I. Dünya Savaşı'yla da son bulmuştur.
Mesudiye Zırhlısı, bu dönem boyunca, Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilişi, Meşrutiyet'in ilânı, 93 Osmanlı-Rus Harbi, donanmanın Haliç'e kapatılması, 1897 Osmanlı-Yunan Harbi, 31 Mart Vakası, 1913 Balkan Harbi, İmroz ve Mondros Deniz Savaşları gibi sayısız önemli iktisadi, siyasi ve askeri olaylara tanıklık etmiştir.
Tanık olduğu bu hadiseler dışında, 19. yüzyılın son, 20. yüzyılın ilk yıllarında Osmanlı Donanması içinde yaşanan sıkıntı, yokluk, cehalet, adam kayırmacılık, iltimas gibi illetler hakkında da bize ipuçları vermektedir. Yaşamının son günleri, I. Dünya Harbi'nin başlarına rastlar. Çanakkale Boğazı'nın düşman gemileri tarafından geçilmesini engellemek için oluşturulan mayın hatlarını korumak maksadıyla sabit batarya haline getirilmiş ve Kepez Koyu, Sarısığlar mevkiinde demirletilmişti. Kendisine verilen bu görev adeta bir ölüm fermanıydı. Acı son, 13 Aralık 1914 günü İngiliz denizaltısı B-11 tarafından fırlatılan iki torpido ile geldi. Alabora olarak karinası su üstünde kalacak şekilde batan zırhlının makine dairesinde kapalı kalan denizciler vardı. İçeride kalan denizcilerden yükselen feryat, o günü yaşayanların kulaklarında yıllarca çınladı: "Efendi Kaptan Kurtar Bizi!"
Kitabı okurken göreceksiniz ki; bu feryat, sadece Mesudiye Zırhlısı'nda kapalı kalan denizcilerin değil, aynı zamanda 40 yıl içinde bir mum gibi eriyip giden Osmanlı İmparatorluğunun yaşadığı çaresizliklere karşı yükselen bir isyanın da simgesidir.