284 s, Türkçe
Heyamola Yayınları olarak özellikle dönemin Osmanlı coğrafyasını ziyaret eden, sonrasında kitap veya makalelerle izlenimler yazan seyyahları araştıran bir kitabı yayımlamış olduk. Seyyahların özgeçmişleri, nerden geldikleri ve amaçları 19 Mayıs Üniversitesi’nden üç akademisyenin araştırması konusu. Kitapta yer alan 12 Alman, 10 Fransız ve 23 İngiliz, toplam 45 seyyahın kitapları henüz Türkçeye çevrilmiş değil.
Akademisyenler yaptıkları çalışmayı şöyle açıklıyorlar:
Bu eser, hem 19. yüzyılda Karadeniz Bölgesi’ni ziyaret eden ve gezip gördüklerini kayıt altına alan Batılı seyyahların bir bibliyografyasını hem de eserlerinde bölgeye ilişkin verdikleri çarpıcı bilgilerin bir seçkisini sunmayı hedeflemektedir. Bu seçkide Charles Texier, J. P Falmerayer, Franz Werner, Graf Helmuth von Moltke gibi seyyah ve araştırıcıların eserleri yer almamıştır. Çünkü bunların eserleri Türkçeye çevrilmiştir ve bölge ile ilgili yapılan çalışmalarda bu eserlere sıkça atıfta bulunulmaktadır. Biz, daha çok dilimize kazandırılmamış ve çalışmalarda kendilerine fazla atıf yapılmamış olan seyyahları önceledik.
Çalışmanın, genelde Karadeniz, özelde ise Doğu Karadeniz Bölgesi’nin sahil kentlerinin tarihî-fiziki coğrafyası ve sosyokültürel yaşamına ışık tutacağı düşünülmektedir. Bu çalışma, çeşitli amaçlarla 1800-1900 yılları arasında bölgeye gelmiş olan İngiliz, Fransız ve Alman Batılı seyyah ve araştırmacıların bölgeye dair kimi kişisel bakış açıları ile izlenimlerini ortaya koyması, araştırma sahasının 19. yüzyılda içinde bulunduğu tarihî-fiziki coğrafi şartlar ile sosyokültürel yapısının seyyahlar tarafından nasıl değerlendirildiği ve bu değerlendirmenin hangi kanıtlara dayandırıldığını göstermesi bakımından önemlidir. Çalışmada esas olarak Doğu Karadeniz Bölgesi ele alınmakla birlikte, Batı Karadeniz’de yer alan liman şehirleri ve zaman zaman Kafkasya bölgesindeki gözlemlerine de konunun bütünlüğünü bozmamak adına yer verilmiştir. Çalışmanın, araştırma sahasına dair farklı kaynaklarda yer alan bilgilerle karşılaştırma yapma imkânı sunacağından, özgün bir nitelik taşıdığı söylenebilir. Bu anlamda, bu çalışmanın hem meraklı okuyuculara hem de araştırıcılara rehberlik etmesi beklenmektedir.