Elinizdeki kitap, sözlü tarih anlatıcılığı geleneğinin örneklerinden birini sunmaktadır. Yazarın çocuklarıyla gerçekleştirdiği sohbetlerin ses kayıtlarının çözümlenmesiyle yazılı metinler elde edilmiş ve anlatımdaki sıcaklık ve samimiyetin kaybolmaması adına orijinal anlatı diline bağlı kalınmaya çalışılmıştır; bu nedenle de elde edilen metinler üzerinde değişiklik yapılmamasına özen gösterilmiştir.
Yazar, anlatımlarında kronolojik bir sıraya bağlı kalarak bir dönemin ruhunu bireysel, ailevi ve toplumsal gelişmeleri aktararak vermeye çalışmıştır. İlk bölümde, bireysel olarak kendi aile geçmişine, köklerine uzanmaya çalışmış, bunu yaparken bölgedeki toplumsal gruplardan biri olan Mİhalmiler’in antropolojik kökenlerine dair bilgiler sunmuştur.
İkinci bölümde ise kendi yaşamından sırasıyla çocukluk, gençlik dönemleri, eğitim hayatı, öğretmenliğe başlama yılları, bu dönemki toplumsal mücadeleler, 1980 darbesi, cezaevi süreci ve sonrasında toplumsal mücadele sürecine aktif katılımının devam etmesi ve daha sonraki yakın geçmiş anlatılarak kitaba son şekli verilmiştir.
Sözlü tarih anlatıcılığının, bizden sonraki kuşaklara tarih bilinci kazandırmak ve yakın geçmişi unutmamak, unutturmamak adına önemli olduğunu düşünüyoruz.
Daha çok okuyup daha çok hatırladığımız günler dileğiyle…
357 s, s/b resimler, Türkçe.