Bu kitap, bir nesillik uzunca bir sürede karşılaştırmalı arkeoloji yöntemiyle ulaştığım bir bilimsel sonucun sağlamasıdır: Hellenlerin Demir Çağı'na girişle birlikte Ege Göçleri sırasında Batı Anadolu'yu savaşla bir Hellen yurdu yapmadıkları; Hellenlerin gelişinin, Dor istilasının büyük yıkımı ardından zorunlu bir 'sığınma göçü' olduğudur. Çünkü Batı Uygarlığı'nı yaratan tüm sanatsal, kültürel ve düşünsel değerler, bu bereketli topraklarda Hititlerin harmanladığı yerli özden kök sürmüştü. Hellenlerin -ticaretle gelen çömlekler dışında- Hellas'tan getirdikleri hiçbir şey yoktu. Batılıların, kendi itibarlı dergilerinde çok sayıda makaleyle bilim dünyasına duyurulmasına ve bu çalışmaların Türkçeye çevirisiyle Bir Uygarlık Anadolu'dan Doğdu kitabının çıkmasına karşın, 37 yıl boyunca 'susarak öldürülmek' istenen bu sonuç, etnik kimlikte kesin belirleyici olan, çünkü içeriğiyle Hellen'i Hellen olmayan 'Barbar'dan kesin çizgilerle ayıran bir bulguyla desteklendi. Hellen düşüncesinde olmayan 'tanrılaşma' ve onun somut bir yansıması olan, mimariye yansıyan ve Hellas'ta bulunmayan 'tapınak mezarlar' ile bu gerçekliği perçinlemek istedim
