120 s, Türkçe.
Bu çalışma, geçmişin en sıra dışı kentsel coğrafyalarından birini, inceliyor. Modern insan ve onun kentsel düzenlemeleri için bir eşik, bir açılış sahnesi olarak kabul edilebilecek İonia’yı, kent çalışmaları alanına taşıyarak ele almayı amaçlıyor.
Öyle ki 300 yılı aşkın bir süredir geniş kapsamlı bir ilginin odağında bulunan bu antik saha, tarihsel arka planı kadar kentsel referanslarıyla da ilgi çekici bir çalışma alanı. Antik metinler, yazıtlar, arkeolojiden epigrafyaya, coğrafyadan sanat tarihine uzanan pek çok disiplinden bu alana adanmış sayısız çalışma, bugün İonia’yı kentsel bağlamda tartışabileceğimiz, geniş bir düzlem, kümülatif bir bilgi alanı sağlıyor.
Bu alan, bölgesel bir kentsel tarihin izini sürmemize olanak sağladığı kadar, oldukça güncel pek çok kentsel meselenin ve politikanın erken örneklerini İonia özelinde yakalamamızı da mümkün kılıyor.
Bu tablo, kentleşme ve onun sorunlu doğasının, yakın geçmişin meseleleri olmadığını, kentsel yönetişimden sınıf çatışmalarına, kitlesel göçlerden planlamaya, kentsel dönüşüm ve çevre sorunları gibi meselelere kadar, birçok sorunun, tarihin erken safhalarından itibaren, kent insanının gündeminde olduğunu görebilmemiz açısından önemli. Öyle ki bu kavrayış, geçmişten öğrenebilmemiz, kentin derin tarihine, sorunlu doğasına daha yakından bakabilmemiz ve adaptasyon, dönüşüm gibi kapasitelerimizi yeni bir ışık altında tartışabilmemiz için de gerekeli. Bu aynı zamanda günümüzde çok daha büyük ölçeklerde de olsa benzer sorunlarla uğraşan jenerasyonumuz için de daha iyimser ve ümitvar bir bakış açısı anlamına gelebilir.