516 s, renkli fotoğraflar, sert kapak ciltli, Türkçe.
Balıkçıl 21 Temmuz 2017 günü, Arafura Denizi'nde otopilota bağlı bir halde 2-3 metrelik dalgaların üzerinde kayıp gidiyordu. Mustafa Elif'ten nöbeti aldıktan sonra etrafı kolaçan etti ve her sabah yaptığı gibi kendine bir kahve yapmak için kamaraya indi. Daha ocağa elini uzatırken tekne büyük bir çarpma sesiyle sarsıldı. Hemen dışarıya fırladı. Denizde kendilerinden başka bir şey görünmüyordu. Balıkçıl rotasından çıkmış, sancak bordasının üzerine yatmıştı. Yelken terslediği için otopilotun uyarı sinyali insanı delirtecek gibi ötüyordu. Onu devreden çıkarıp dümene sarıldı. Ve birden iliklerine kadar ürperdi. Dümen boşalmştı. Yelkenleri mayna edip, sualtı kamerasıyla teknenin karinası kontrol ettiklerinde acı gerçekle yüz yüze kaldılar. Dümen Palası tamamen kopmuştu! Artık, o azgın denizin ortasında saatin sarkacı gibi iki yana sallanarak sürükleniyorlardı. Elif hemen telsize koştu ve durmadan aynı anonsu tekrarlamaya başladı:
''Pan - Pan, Pan - Pan, Pan - Pan
Burası Balıkçıl - Balıkçıl - Balıkçıl... Bizi duyan var mı?''
Telsize kocaman bir sessizlik hakimdi. Artık kaderleriyle baş başa kalmışlardı.
Balıkçıl'ın beş yıllık serüveninin içinde belki de denizcilik tarihine geçecek bu zor anlar da var. Elinizdeki eserde Mustafa Yurtbulmuş, akıcı kalemiyle okuru bu yolculuğun içinde yaşatırken, satır aralarında hayatı sadeleştirerek küçültebilmeyi, konfor alanından çıkmayı, teknede uyumlu bir çift - yol arkadaşı olabilmeyi ve deniz yaşamından gerçekten keyif almanın anahtarı olacak birçok farkındalığı da bizlere aktarabiliyor. Bunun yanı sıra kitapta açık deniz seyriyle ilgili pek çok bilgi ve yaşanmış gerçek hikayeler bulacaksınız.